Avrupa’nın en pahalı evi – Le Palais Bulles
Avrupa’nın en pahalı evi hangisi? Duyguları, arzuları ve hayal gücünü harekete geçiren bir mülk nasıl görünür ve kim tarafından tasarlanır? Tarihçesi nedir? Cannes’daki Le Palais Bulles, bugün hala Avrupa’nın en pahalı mülkü. Ne Varşova’daki Złota Caddesi’ndeki meşhur apartman, ne de büyük yıldızların malikaneleri bu sıra dışı evle kıyaslanamaz. Maliyeti ne kadar ve değeri ne kadar? Değeri nasıl tahmin edilir? Aslında bir ev mi, bir sanat eseri mi, yoksa efsanevi bir sanat ve kültür mekanı mı olduğunu söylemek zor?
Le Palais Bulles – sıra dışı bir mülkün hikayesi
Avrupa’nın en pahalı evi olan Le Palais Bulles, fütüristik mimarinin gerçek bir mücevheri. Görünümü kadar tarihi de ilgi çekicidir. Macar mimar Antti Lovag tarafından tasarlanan bina, düz çizgiler ve açılar gibi kuralları yıkmak için bir deney olarak 1975’ten itibaren 14 yılda inşa edildi. Lovag’ın düz çizgileri “doğaya karşı bir saldırı” olarak görmesi, bu sıra dışı konutun dairesel biçimlerine yansıyor. Odalar sabun köpüklerine benziyor ve Fransız Rivierası’nın manzarasıyla mükemmel bir uyum içinde. Bu mimari heykelin ilk sahibi Fransız sanatçı Pierre Bernard’dır. Mülkiyet, 1991 yılına kadar efsanevi moda tasarımcısı Pierre Cardin tarafından devralınmadı. Yazlık ikametgahı haline getirdiği bu yeri, kültür ve sanat hayatının canlı olduğu bir yer haline getirdi.
Palais Bulles’daki her ayrıntı – yuvarlak pencerelerden fütüristik tasarımlara kadar mobilya özel tasarım – tutarlı, neredeyse kozmik bir vizyon yaratır. Bu sadece bir ev değil. Aynı zamanda en büyük markaların defilelerine, ziyafetlerine ve fotoğraf çekimlerine de ev sahipliği yapmış bir mekandır. Dünyada buna benzer başka bir yapı var mı? Hayal etmesi zor – bu eser eşsiz, Théoule-sur-Mer’deki uçurumdan aşağı süzülen bir baloncuk gibi.
Cannes’daki bu mülk neden bu kadar özel?
Palais Bulles olarak bilinen Cannes malikanesi, Avrupa’nın en pahalı evi olmasının yanı sıra, aynı zamanda benzersiz bir tarzın da simgesi. Lüksün sanatsal vizyonla buluştuğu yer. Sıra dışı görünümü (baloncuk şekilleri, düz çizgilerin olmaması ve çevresindeki manzarayla organik uyumu) onu fütüristik mimarinin en eşsiz eserlerinden biri haline getiriyor. Efsanevi sahibi Pierre Cardin, bu evi moda ve lüks dünyasının en büyük olaylarına tanıklık eden bir mekana dönüştürdü.
Muhteşem gösterilerin gerçekleştiği yer burası Ferrari, en büyük markalar için özel galalar ve fotoğraf oturumları. Palais Bulles sadece bir mülk değildir; yaratıcılığın, yeniliğin ve zamansız güzelliğin sembolüdür. Fransız Rivierası unutulmaz anlara sahne oldu.
Moda dünyasının ikonu, mimarinin ikonu – Avrupa’nın en pahalı evi bir tasarımcının elinde
Pierre Cardin Moda dünyasının ikonlarından Palais Bulles, başlı başına bir sanat eseri ve fütüristik mimarinin sembolü. Her ne kadar oraya kalıcı olarak yerleşmemiş olsa da, Fransız Rivierası’ndaki bu sıra dışı mülk onun kişisel cenneti haline geldi. İlham dolu bir mekandı. Cardin burayı sanatsal vizyonlarının sergilendiği bir müze olarak görüyordu. Hem mimaride hem de modada modernliğin tasarım cesaretiyle birleştiği bir yer.
İç mekanların yuvarlak, organik formları, onun avangard tarzını ve tasarımlarında yeni biçimler arayışını mükemmel bir şekilde yansıtıyordu. Yaşamının son yıllarına kadar malikane onun için bir sığınak, seçkin etkinlikler düzenlediği ve sanat dünyasının seçkin isimlerini ağırladığı bir mekan oldu. Palais Bulles sadece bir ev değildi. Bu, Cardin’in vizyonunun bir tezahürüydü. Tarihte sonsuza dek yazılmış bir yer, hem de moda ve mimarlık.
Avrupa’nın en pahalı evi – piyasa değeri
Efsanevi Palais Bulles, yıllardır gayrimenkul piyasasında heyecan yaratıyor. Fransız Rivierası’ndaki bu fütüristik villanın değeri tam 420 milyon dolar. Peki hem bir sanat eseri hem de bir dönemin sembolü olan böylesine eşsiz bir yapıtın değeri bilinebilir mi? 1.200 m²’lik alanda, benzersiz küresel iç mekanların yanı sıra 500 kişilik özel amfi tiyatro, üç yüzme havuzu, Akdeniz’e bakan bir bahçe ve her biri farklı bir sanatçı tarafından tasarlanmış 10’u yatak odası olmak üzere toplam 29 oda yer alıyor.
Bir mülkün değeri yalnızca lüks ve tasarım değil, aynı zamanda tarihidir. Dior defilelerinden partilere Cannes Film Festivali. İşte bu nedenle Palais Bulles lüksün ve yaratıcılığın simgesi haline geldi. Cardin’in 2020’deki ölümünün ardından villa satışa çıkarıldı. Benzersizliğine rağmen henüz alıcısı bulunamamıştır. Modern yatırımcılar bu “balon sarayın” lüks bir eve mi yoksa eşsiz bir sanat eserine mi yatırım olduğunu merak ediyor. Sıra dışı görünümü ve tarihi yapısı nedeniyle evin değeri standart emlak piyasası çerçevesinin ötesine geçiyor.
Avrupa’da benzersiz bir mülk – bir vaka çalışması
Palais Bulles bir mimari şaheseri, lüks gayrimenkule dair geleneksel anlayışın ötesine geçiyor. Fütüristik tasarımı, düz çizgilerin olmaması ve küresel iç mekanlarıyla sanat, vizyon ve lüksün eşsiz bir birleşimidir. Antti Lovag tarafından tasarlanan bu “Baloncuk Sarayı”, ilham ve yaratıcılığın mekanı olmasının yanı sıra prestijli etkinliklere de sahne oluyordu. Akdeniz’deki eşsiz konumu ve muhteşem manzarası bu mülkü benzersiz kılıyor.
Sayılarla Palais Bulles – emlak verileri:
- Kuruluş yılı: 1979–1984
- Tasarımcı: Antti Lovag
- Fiyat: 420 milyon dolar değerinde
- Mal sahibi: Pierre Cardin (1991’den beri)
- Evin büyüklüğü: 1200 m²
- Emlak büyüklüğü: kesin veri yok, ancak bahçeleri ve amfi tiyatroyu içeriyor
- Konum: Théoule-sur-Mer, Fransız Rivierası, Fransa
- Prestijli lokasyon: Esterel Masifi, Akdeniz manzarası, Cannes ve Lerins Adaları
- Görüş: panoramik, uçurumlara, denize, plajlara ve çevredeki doğaya bakan
- Oda sayısı: 29, 10 yatak odası dahil
- Banyo sayısı: 11
- Yüzme havuzları: 3
- Amfitiyatro: 500 kişilik
- İnşaat malzemeleri: beton, cam, fütüristik ve organik malzemeler
- Kader: özel konut, etkinlikler için kiralandı (33.000 avro/gün)
Bu mülk sadece bir lüks değil ev. Birçok nedenden ötürü, ayrıcalık kavramını yeniden tanımlayan vizyoner mimarinin bir anıtıdır.
Yorum Yap