Fendi lüks bir marka mı? – 4 farklı açıdan tam bir analiz

Fendi’nin 2025 yılında 107. yaşını kutlayacak olması üzerine düşündüğümde, bazen 1918 yılındaki o küçük dükkânı hâlâ hatırlayıp hatırlamadığımızı merak ediyorum. Adele Casagrande, Roma’daki Via del Plebiscito’da açmıştı onu – sıradan bir çanta ve kürk ürünleri butiğiydi. O zamanlar muhtemelen kimse bu küçük işletmenin küresel bir dev haline geleceğini tahmin etmiyordu.
Hikâye gerçekten Adele’in 1925’te Edoardo Fendi ile evlenmesiyle hız kazandı. O zaman dükkânın adı da Fendi olarak değişti. İlk Selleria tekniği, Roma eyerlerinden ilham almıştı – bu tamamen yeni bir şeydi. Roma, bu markanın DNA’sında her zaman vardı.
Fendi lüks bir marka mı – butik mağazadan küresel bir ikonaya!
1932, Fendi ‘nin beş kızı – Paola, Anna, Franca, Carla ve Alda – aile işini devraldığı yıl oldu.
Ama asıl dönüm noktası 1965 yılında yaşandı. Karl Lagerfeld baş tasarımcı olarak ekibe katıldı ve her şey değişti. “FF” logosu sadece 5 dakikada tasarlandı – Lagerfeld sonradan şöyle dedi: “Adeta bir şimşek gibiydi, bunun o olacağını hemen anladım.” Dürüst olmak gerekirse, bu kadar ikonik bir şeyin bu kadar hızlı ortaya çıkmasına inanmak zor.
90’lar ise bambaşka bir seviyedeydi. 1997’de Fendi, Roma’daki Palazzo’sunu açtı – öyle herhangi bir yerde değil, şehrin tarihi merkezinde. Bu, markanın kendini ebedi şehirle özdeşleştirmek istediğinin açık bir göstergesiydi. O zaman herkes biliyordu ki bu sıradan bir İtalyan marka değildi.
2001 yılında LVMH tarafından yaklaşık 1.000.000.000 dolara satın alınması, geri dönüşü olmayan bir noktaydı. Fendi, dünyanın en büyük lüks gruplarından birinin parçası oldu dünyada. Bazıları bunun markanın aile ruhunun sonu olduğunu söylese de, belki de tam da bu yüzden bugünlere kadar geldi.
Böyle bir mirasla, bugünkü koleksiyonun gerçekten lüks kriterlerini karşılayıp karşılamadığını görmek zamanı geldi.

fotoğraf: vogue.pl
Lüksün işaretleri: fiyatlar, müşteri kitlesi ve zanaatkârlık
Fendi fiyat listesini ilk gördüğümde, kurda bir hata olduğunu sandım. Klasik Baguette çantası yaklaşık 3.500 euro, ancak sınırlı koleksiyondan bir kürk 80.000 euroya kadar çıkabiliyor. Bu, ikinci el bir Fiat ile yeni bir BMW arasındaki fark gibi.
Ama bu rakamlar, satış verilerine bakınca anlam kazanıyor. 1997’den bu yana bir milyondan fazla Baguette satıldı – yani son 27 yılda her 15 dakikada bir tane satılmış. 2024’te Fendi’nin geliri %14 arttı, oysa çoğu lüks marka ancak yerinde sayıyor.
| Ürün | Fiyat (EUR) | Lüksün özelliği |
|---|---|---|
| Klasik Baguette | 3 500 | Selleria el dikişleri |
| Peekaboo çanta | 5 200 | Deri intarsiyası |
| Sınırlı sayıda kürk | 80 000 | Orijinallik sertifikası |
Fendi’nin müşterileri ağırlıklı olarak kadınlar, 35 ile 55 yaş arasında ve yıllık geliri 200.000 euro’nun üzerinde. Ama son zamanlarda daha gençleri de sıkça görüyorum – kızlar 25. doğum günlerinde kendilerine Baguette alıyorlar, sanki bu en doğal şeymiş gibi.

foto: theguardian.com
Gerçek lüks, çoğu insanın asla göremeyeceği detaylarda gizlidir.
Selleria tekniği, her dikişin elde yapıldığı anlamına geliyor. Bir çanta, ustanın 18 saatlik emeği demek. İçinde seri numarası olan bir hologram bulacaksınız – her parça Roma’daki merkezi veri tabanında kayıtlı. Bu, çanta için bir kimlik kartı gibi.
Deri intarsia ise daha da karmaşık. Deri parçaları, yapıştırıcı olmadan, sadece ısı ve basınçla, bir yapboz gibi birleştiriliyor. Bir keresinde nasıl yapıldığını gördüm – zanaatkâr bir desende üç gün boyunca çalıştı.
Bazen bu fiyatların gerçekten çılgınca olup olmadığını düşünüyorum. Ama sonra Via del Corso’daki butiğin önündeki kuyruğu görünce anlıyorum – lüks sadece bir ürün değil, tüm bir değerler sistemi.
Yine de, en yüksek fiyat bile eleştiriden korumuyor…
Piyasanın sesi: Fendi’nin statüsü etrafındaki zorluklar ve tartışmalar
“Giderek daha fazla kadın tüketici, klasik lüksten uzaklaşıyor ve gerçek değeri fiyatıyla örtüşmeyen ürünler için fahiş rakamlar ödemenin anlamını sorguluyor” – EY’nin 2025 raporunda böyle yazıyor. Açıkçası, bu cümleyi okuduğumda aklıma son zamanlarda bir seçim yapmak zorunda kalan arkadaşım geldi: 5.000 euroya bir Fendi çanta mı, yoksa Japonya’da iki haftalık bir tatil mi?
Raporda bu olguya “orta sınıfın isyanı” adı veriliyor. Teorik olarak lüksü karşılayabilecek kadınlar yüksek sesle sormaya başlıyor: neden? Neden deriye ve logoya bu kadar para harcamalıyım? Artık mesele sadece finansal değil – bu bir zihniyet değişimi.
Gerçekler:
- 2025 yılında küresel lüks pazarı 350 milyar euro değerinde
- Fendi’nin bu pastadaki payı sadece yüzde 1-2
- Bu rakamlar, rekabetin acımasız olduğunu gösteriyor
Litvanya’daki iki yıl önceki skandalı hatırlıyorum. Ülkenin başbakanı, resmi bir toplantıya gerçek kürkten yapılmış bir Fendi çantayla katıldı. Sosyal medya adeta patladı. PETA, bunu “hayvanlara yönelik zulmün sorumsuzca teşvik edilmesi” olarak nitelendiren bir açıklama yaptı.
İlginçtir ki, Fendi o dönemde koleksiyonlarının çoğunda zaten sentetik kürke geçmişti, ancak marka imajı yine de zarar gördü. Aktivistler kolay kolay affetmiyor. Hâlâ bu nedenle markayı boykot eden insanlar tanıyorum.
Sorun şu ki, günümüzün kadın tüketicileri çok daha bilinçli. Lüks çantaların nasıl üretildiğini okuyorlar, fabrikalardaki çalışma koşullarını araştırıyorlar, malzemelerin kaynağıyla ilgileniyorlar. Ve bazı ürünlerde kâr marjının yüzde 800’e ulaştığını öğrendiklerinde… eh, hayal kırıklıklarını anlamamak elde değil.
Ayrıca medya da lüks markalara karşı acımasız. Her skandal, her tartışma – hepsi dakikalar içinde internete düşüyor. Fendi, gelenek ile modern beklentiler arasında denge kurmak zorunda. Bu hiç kolay değil.
Peki marka bu zorluklara nasıl yanıt vermeyi planlıyor?

foto: vogue.com
Sırada ne var? Metaverse çağında ve sürdürülebilirlikte lüks
Lüks nereye gidiyor? Fendi’ye baktığımda, şaşırtıcı bir senaryo görüyorum. Burada yeni çantalardan ya da kampanyalardan bahsetmiyorum – konu çok daha büyük.
Asya kilit rol oynayacak. 2025-2026 yıllarında e-ticaretin yılda %10-15 oranında büyümesi tesadüf değil. Çinli kadın tüketiciler giderek daha fazla online alışveriş yapıyor ve Fendi bunun farkında. Ben de Koreli arkadaşlarımın lüks ürünleri uygulamalar üzerinden sipariş ettiğine sıkça şahit oluyorum.

foto: anneofcarversville.com
Dijital gerçeklik her şeyi değiştiriyor – sanal Baguette kulağa tuhaf gelse de, mantıklı.
Fendi NFT projeleri üzerinde çalışıyor ve metaverse’e adım atıyor. Oyun platformlarıyla iş birliği yapmak eksantrik görünebilir, fakat genç kadınlar burada giderek daha fazla vakit geçiriyor. Kim demiş lüks mutlaka fiziksel olmalı?
Ekoloji sadece bir trend değil. 2030 yılına kadar karbon nötr olma planı ve sentetik deri üzerine çalışmalar somut adımlar. Bazen düşünüyorum, bu dijitalleşmeden bile daha büyük bir devrim olabilir. Genç nesil, çevreyi önemsemeyen markalardan alışveriş yapmayacak.

foto: voguearabia.com
Bir okuyucu ne yapabilir?
- Asya e-ticaret platformlarının gelişimini takip et
- Lüks markaların NFT projelerini takip et
- Malzeme inovasyonlarına dikkat edin
Gizlemiyorum – bu değişikliklerin bazıları bana riskli geliyor. Ama kim on yıl önce çantaların internetten alınmasının normal olacağını düşünürdü? Fendi, halihazırda gerçekleşen bir geleceğe yatırım yapıyor.
Takip et, yatırım yap, tartış. Bu trendler önümüzdeki yıllarda lüksü şekillendirecek.
Moni Li
lifestyle & fashion editörü
LuxuryBlog








Yorum Yap